Başlık: Her Zaman Kendiniz İçin Eylersiniz
Tarih: Şubat, 2015
Kaynak: 10.09.2022 tarihinde şuradan alındı: facebook.com/socialwarnews
Notlar: Çeviri: Sosyal Savaş
İngilizce Aslı: You Always Act for Yourself

... kamulaştırma bireysel olarak kölelikten kurtulmanın bir yolu olduğundan, risklerin de bireysel olarak üstlenilmesi gerekir ve kamulaştırmayı kendileri için uygulayan yoldaşlar talihsizliğe düştüklerinde hareketin dayanışmasını talep etme hakkını kaybeder - eğer böyle bir hak anarşistler için bile varsa ve ben buna katılmıyorum.

Frank Brand (Enrico Arrigoni)

Enrico Arrigoni'nin (nam-ı diğer Frank Brand) bu alıntısını, (1920'lerin sonlarına doğru yayınlanmış olan Bugünün ve Yarının Aykırı Düşünceleri) yayınında yer alan "Aylaklık ve Bireysel El Koyma Hakkı [1]" adlı makalesinden aldım. Makalede, o zamanlar radikal çevrelerde popüler olan sadece "emeğin asaleti" doktrinine değil, aynı zamanda her türlü ahlaki dayanışma anlayışına da saldırdı.

Arrigoni, bireysel kamulaştırmayı savunurken, bu yolu seçenlerin otomatik olarak dayanışma bekleyemeyeceklerine, çünkü kendileri için hareket ettiklerine ve bu nedenle, yalnızca kendilerinin, eylemlerinin risklerini üstlenmeleri, hazırlıklı olmaları ve sonuçlarıyla kendilerinin yüzleşmesi gerektiğine dikkat çekti.

Bunu genişletmek istiyorum. Görüyorsunuz ya, ne tür bir eylemde bulunursam bulunayım ve bunu hangi durumda yaparsam yapayım, her zaman kendim için hareket ederim. Ve gözlemlediğim kadarıyla, hiç kimse bundan farklı davranmıyor. Bazıları sadece egoist niyetlerini örtmek için özgecil veya kolektivist yorumlara ihtiyaç duyar. Ve ne yazık ki, bazıları bu açıklamaların kendi arzularından ve özlemlerinden daha gerçek olduğuna inanmaya bile başlıyor. Yine de, özgecil, ahlaki yanılsama, kişisel zevk alma olasılığını baltalasa bile, kişisel çıkar unsuru her zaman oradadır.

Her zaman kendim için hareket ediyorsam, o zaman bir anlamda her zaman yalnız hareket ederim. Başkalarıyla bir eylemde bulunduğumda bile. Böyle bir durumda yaptığım şey, yapmaya istekli olduğum ve yapabileceğim şeydir ve bu yüzden bana özgüdür. Bunu kendi niyetimle ve kendi sebeplerimden dolayı yapıyorum. Başkalarıyla bir eylem yapıyorsam, bunun nedeni, niyetlerimin, arzularımın ve gerekçelerimin kendi yaratıcı enerjimi, otoriteyle savaşma yeteneğimi ve kendi zevkimi geliştirecek şekilde onlarınkiyle iç içe geçtiği bir durum bulduğum içindir. Dolayısıyla gerekçelerim yalnızca bana ait ve bu anlamda hâlâ yalnız hareket ediyorum.

Bunu, bilinçli kendi kendini yaratanlar birliğinin doğasını anlamak için önemli buluyorum. Burada kendin için olduğunu fark edersin; Kendim için bunun içinde olduğumun farkındayım. Ve bu gizlenmemiş farkındalık, karşılıklı güvenimizin temelidir. Aynı zamanda, bana sunduğun zevkten başka senden hiçbir şey bekleyemeyeceğim anlamına geliyor. Ve bunu ancak seninle ilgili deneyimim olduğu sürece bilebilirim. Siz ve ben bir tür akrabalık geliştirmemiz, birbirimizle ilgili derin bir ortak deneyim geliştirmemiz gerekiyor ki, bu sayede ikimizin de arzuları, özlemleri, fikirleri, gerekçeleri, kapasiteleri hakkında bir şeyler anlamış oluyoruz ve bu şeylerin nasıl karşılıklı yararımıza mümkün olabildiğini anlıyoruz. Ama birbiriniz hakkında bu kadar derin deneyimsel bilgiye sahip olsanız bile, sizden bir şey beklemem ya da sizin benden bir şey beklemeniz akıllıca değil. Her birimiz kendimizi yaratanlarız ve bu yüzden bize zevk veren şeyler açısından sürekli değişiyoruz.[2]

Her durumda grup, amaç, ideal vb. için değil kendim için hareket ettiğim için dayanışma beklemek aptallık olur. Yaptıklarımdan yalnızca ben ve ben sorumluyum ve benim yararıma ya da zararıma olacak sonuçları kabul etmeye hazırım. Kimseye dayanışma borcum da yok.

Birçok anarşist çevrede bu, büyük bir sapkınlıktır. Ama dayanışma borcu senin ve benim üstümde bir idealdir ve tüm idealler gibi gerçekte de asla var olmaz. Çok fazla gevezeliğe neden olur ve sözlü "destek" ile dayanışma karıştırılır. Hep yalnız, kendim için, hareket ettiğimi fark ettiğimde, dayanışma beklemediğimde bu artık bir ideal olmaktan çıkıyor. Bireyler arasındaki bir ilişkidir. Karşılıklı yarara dayalı bir ilişki. Bana ve eylemleri cömertliğimi ateşleyenlere bir hediye olarak gelir. Ama benden bunu talep edenlere hiçbir şey vaat etmiyorum.

[1] İtalyanca "doğru" kelimesinin İngilizce "doğru" kelimesinden daha geniş bir anlamı var gibi görünüyor. Bu durumda, Arrigoni bunu, bir patronun emrindeki bir işin köleliğinden hırsızlık yoluyla kurtulmayı seçenleri kınamak için gerçek bir anti-otoriter temel olmadığını söylemenin bir yolu olarak kullanıyor.

[2] Burada büyük çaplı sokak eylemlerini ve ayaklanmaları gündeme getirmedim çünkü hayatımın bu noktasında kendimi bu tür durumlarda bulmuyorum ama bunlar bireyin çok sayıda "birlikte" hareket ettiği durumlar olduğu için yabancıların, yukarıda bahsettiğim faaliyetlerden bile daha fazla, yalnız başına hareket ediyorsun ve bu yüzden kendin için ve ilgili risklerle yüzleşmeye tamamen hazır olmalısın.