Editörün Notu: Shifu (Liu Sifu,1884-1915) kısa yaşamı boyunca, Çin’de, kendisini adamış anarşist devrimci kişiliğin örneği haline geldi. İlk önce, öğrenimini yarıda bıraktı ve Sun Yat-Sen’in önderliğindeki Cumhuriyetçi Hareket Devrimci Güç Birliği’ne katıldı. 1907 yılında bir suikast girişimine karıştı ve iki yıl hapse mahkum oldu. Hapishanedeyken Doğal Adalet ve Yeni Çağ mecmualarını okuyarak anarşist fikirlerle tanıştı. Serbest kalışının ardından, Çin Suikast Müfrezesi’ne katıldı.1911 Devrimi’ni takiben, önce Vicdan Derneği’ni ardından Guangzhou’da Gün Doğumu Derneği’ni kurarak ve daha sonraları Çin’de önde gelen anarşist yayın olacak olan, Halkın Sesi’ni yayınlayarak, kesin olarak anarşist bir pozisyon aldı.1913 yılında, kendisini Shifu olarak adlandırdı ve işçileri örgütlemeye başladı.(Çinli anarşistler, Çinli anarşistleri sendikalarda örgütleyenler arasında ilklerdi.)1914’de Anarşist Komünist Yoldaşlar Derneği’ni kurdu. Grubun manifestosu olan “Anarşist-Komünist Parti’nin Hedefleri ve Yöntemleri”adlı yazı, Birinci Dünya savaşının arifesinde, Haziran 1914’de Halkın Sesi’nde yayınlandı. Bu manifesto, Kropotkin’in sadece Anarşist-Komünizm konusunda değil, “Karşılıklı Yardımlaşma” kavramı konusunda da (seçki 54) Çinli Anarşistler arasındaki etkisini göstermektedir. Shifu, 1915 yılında tüberküloz hastalığı sonucunda öldü, fakat Halkın Sesi 1922 yılına kadar yayınlandı ve Shifu’nun birçok yoldaşı Çin anarşist hareketinde çok belirgin bir yol oynadılar.
Shifu
Anarşist-Komünist Parti'nin Hedefleri ve Yöntemleri
ANARŞİST-KOMÜNİST PARTİ NEDİR?
Anarşist-Komünist Parti’nin hedefleri nelerdir? Basit ve doğrudan bir anlatımla, aşağıdaki gibidir:
-
Üretimin tüm önemli öğeleri-toprak, madenler, fabrikalar, tarım araçları, makineler ve benzerleri- geri alınacak ve toplumun ortak mülkiyetine geri verilecektir; özel mülkiyet hakkı yok edilecek ve para ortadan kaldırılacaktır.
-
Üretimin tüm önemli öğeleri ortak olarak topluma ait olan şeylerdir ve üretime dahil olanlar bunları özgürce kullanabilir.(Örneğin, çiftçilik yapanlar toprağı ve zirai aletleri özgürce kullanabilirler ve şimdi olduğu gibi bir toprak ağasından kiralamak veya bir toprak ağası tarafından kullanılmak zorunda kalmayacaklardır; endüstridekiler meta üretmek için fabrikalardaki makinaları özgürce kullanabilecek ve şimdi olduğu gibi fabrikanın sahibi tarafından çalıştırılmayacaklardır.)
-
Kapitalist ve emekçi diye sınıflar olmayacaktır; herkes emekle meşgul olacaktır.(Tarım, inşaat, iletişim, eğitim ,tıp, çocuk bakımı gibi meslekler ve insanlığın geçim için dahil olduğu diğer tüm çabalar, bunların hepsi emektir.) Kendisine neyin uygun olduğunu ve neyi yapabileceğini bilen her kişi, baskı veya sınırlama olmaksızın, özgürce çalışabilecektir.
-
Emeğin ürünlerinin-yiyecek, kıyafet, konut ve kullanışlı olan her şey- tümü toplumun ortak tasarrufundandır. Herkes bunları özgürce kullanabilecek ve herkes ortak zenginlikten faydalanacaktır.
-
Hiçbir biçimde hükümet olmayacaktır. Merkezi ya da yerel, bütün hükümet örgütlenmeleri ortadan kaldırılacaktır.
-
Ordu, polis veya hapishaneler olmayacaktır.
-
Yasalar ya da kanunlar olmayacaktır.
-
Her tür halk birliği, her çeşit işi yeniden düzenlemek ve üretimin her safhasını idare etmek için özgürce örgütlenecektir. (Örneğin, çiftçilikte hünerli olanlar yoldaşları ile birleşebilecek ve bir tarım topluluğu örgütleyebilecektir, ve madencilikte uzman olanlar bir maden topluluğu örgütleyebilecektir.) Bu halk örgütlenmeleri basitten karışığa kadar çeşitlenebilir. Bu birlikler, her çeşit iş için işçiler tarafından örgütlenecek, hiçbir lider veya yönetici olmayacaktır. Sorumluluk alanlar da işçi olarak görülecektir ve diğerlerinin yönetme otoriteleri olmayacaktır. Bu birliklerde, insanların özgürlüğünü sınırlayacak hiçbir tüzük veya düzenleme de olmayacaktır.
-
Evlilik sistemi ortadan kaldırılacaktır; erkek ve kadın özgürce bir araya gelecektir. Çocuklarla halk bakımevlerinde birlikte ilgilenilecektir. Hayata gelen kız ve erkek çocuklarla halk kreşlerinde ilgilenilecektir.
-
Bütün gençler, altı yaşından yirmi veya yirmi beş yaşlarına kadar, okula gidecek ve eğitim alacaktır. Hem erkekler hem de kadınlar kendi yeteneklerine uygun olarak en yüksek öğrenim seviyesine erişmelidir.
-
Hem erkek hem de kadın, eğitimleri bittikten sonra kırk beş ve ya elli yaşlarına kadar, kendilerini emeğe vakfedeceklerdir. Bundan sonra, yaşlılar yurdunda emekliliğe ayrılacaklardır. Hasta olanlar veya başka sağlık problemleri olanlar tetkik edilecek ve halk hastanesinde tedavi edilecektir.
-
Bütün dinler ve itikatlar ortadan kaldırılacaktır. Ahlaka göre, insanlar görevlerden ve sınırlamalardan muaf olarak özgür olacaktır; bu, kendini yerine getirmek için özgürce gelişecek “karşılıklı yardımlaşma”nın doğal ahlakına müsaade edecektir.
-
Her insan günde en fazla iki-dört saat çalışacaktır. Günün geri kalanında insanlar toplumun ilerlemesine yardım etmek için çalışmakta özgür olacaklardır. Eğlence ve dinlence için, kişisel fiziksel ve zihinsel güçlerini geliştirmek için güzel sanatlarla ve uygulamalı sanatlarla ilgileneceklerdir.
-
Okullarda ve eğitimde uygun bir uluslararası dil seçeceğiz, böylece her ulusun farklı dilleri ve literatürleri aşamalı olarak ortadan kalkacaktır ve uzak ile yakın, doğu ile batı arasında bir sınır olmayacaktır.
Üsttekiler aynı zamanda, partimizin hedefine ulaşmak için kullandığı yöntemlerden bazılarıdır. Eğer böylesi hedeflere ulaşmayı diliyorsak, şu yöntemleri kullanmamız gerekiyor;
-
Halkın arasında fikirlerimizi yaymak için gazeteleri, kitapları, dersleri, okulları ve diğer yöntemleri kullanmak, böylece halkın çoğunluğu ilkelerimizin taahhütlerini ve doluluğunu, gelecekteki toplumsal örgütlenmenin güzelliğini anlayacak ve emeğin kişinin doğal görevi olduğunu ve karşılıklı yardımlaşmanın içsel bir fazilet olduğunu bileceklerdir.
-
Propaganda dönemi boyunca, herkes iki çeşit yöntemi kullanmak için zaman ve mekan durumunu göz önünde tutmalıdır: Birinci olarak, direniş-vergi ödemeyi veya askeri hizmet yapmayı reddetmek gibi, grevler, boykotlar ve benzeri eylemler; ikinci olarak, suikasti, şiddeti ve benzerlerini içeren kargaşalar. Devrimin akışını hızlandırmak ve onu daha da genişletmek amacıyla ilkelerimizi yaymak ve otoriteye karşı çıkmak için(uygulanacak) bu iki yöntem, propagandayı hızlandırma ve güçlendirme yollarıdır.
-
Büyük Halk Devrimi, propagandanın yerine getirilmesidir; kitleler, hükümeti ve kapitalistleri alaşağı edip uygun bir toplumu kurarak, olayı tırmandıracaklardır.
-
Büyük Halk Devrimi büyük bir dünya devrimidir. Partimiz sadece tek bir ülkede değil, tüm ülkelerde birleşecektir. Şimdi propaganda zamanıdır: Bütün yoldaşlarımız, bu yöntemleri, bulundukları oldukları yere ve kullandıkları güce uygun olarak, takip etmelilerdir. Elverişli durum olgunlaştığında, büyük dünya devrimi, muhtemelen Avrupa’da, propagandanın zaten had safhada yayılmış olduğu –Fransa’da,Almanya’da,İngiltere’de,İspanya’da,İtalya’da,Rusya’da, veya başka bir ülkede başlayacaktır. Bir gün, birlikte ayaklanana birkaç ülkeyle, ya da belki de tek bir ülkeyle birlikte, tetikleyici bir olay ortaya çıkacak ve ardından diğer ülkeler bundan haberdar olacak ve hepsi karşılık verecektir. Emek sendikaları greve gidecek ve ordular silahlarını yere indireceklerdir. Avrupa Hükümetleri tek tek devrilecektir. Kuzey ve Güney Amerika’da ve Asya’da partimiz birleşecek ve isyan edecektir. Başarı hızımız akıl almaz olacaktır. Bugün Çin’de hiçbir şey Avrupa’da o tetikleyici ortaya çıktığı gün, Doğudaki propagandanın olgunlaşmamış olması olasılığının önüne geçmek için, o düzeye gelmekten, azami gayretimizi propagandaya ayırmaktan daha önemli değildir; böyle bir şey olması dünyanın ilerlemesini durduracaktır.
Yukarıdakiler, hedefimize ulaşmaya yönelik yöntemlerimizdir.
Eğer insanların ilkelerimiz hakkında şüphesi varsa, bu sadece “sonuç almak için bunların çok zor olmasından” kaynaklanabilir. Veya bu jenerasyonun ahlakının yetersiz olmasından endişelenmektedirler; yani, eğer hiçbir hükümetin olmadığı o gün gelirse, her çeşit sorun elbette olabilir ve işçiler toplumun ihtiyaç duyduğu şeyleri çalabilirler. Veya bu insanlar, çok fazla insan olduğu için propagandamızla kitlelere ulaşmanın zor olabileceğini, partimiz içerisindeki insan azınlığının birçok ülkedeki hükümetlerin iktidarlarına karşı çıkmasının imkansız olduğunu düşünürler. Bu iki şüphe, birçok insanı bugün meşgul eden iki sorudur; burada umarım ki bu sorunlarla nasıl başa çıkılabileceğini açıklayabilirim:
-
Anarşist Komünist toplumu gerçekleştirmek üzere öncelikle ilkelerimizi yaymamız ve sıradan insanlarını çoğunluğunun onayını aramamız gerektiğini söylüyoruz. Eğer insanların çoğunluğu, ilkelerimizin güzelliğini anlarsa, azınlığın anlayış eksikliğini idare etmek yeterince basit olacaktır. O halde, herhangi bir sorun yüzünden neden endişelenelim? Dahası, anarşizmin altında, ahlakı sağlarken insanların ciddi sorunlara sahip olması gerekmiyor;(ahlak), “emek”ten, “karşılıklı yardımlaşma”dan başka bir şey değildir. Bu iki özellik, insan kapasitesinin parçasıdır ve dışsal bazı telkinlerden gelmez. Toplumu geliştirmek ve gün be gün olması gereken yere doğru gelişen yaşam koşullarına sahip olmak için, bu doğal ahlak özgürce gelişebilmelidir. Bundan önceki zamanlarda ve hatta cana en yakın şeyler bile acı vericiydi ve bugünkü koşullar gibi değişti. Artık bilim ve icat yeteneği sayesinde ve paranın sınırlaması olmaksızın her şey işçin makinelere kullanabiliriz; ne çeşit bir iş olursa olsun, verimliliğe ve zaman tasarrufuna sahip olabiliriz ve işlerimizde iyi bir hijyen sağlayabiliriz. Bundan böyle, bir günlük egzersiz rutini gibi olan günde birkaç saatte tüm işlerimizin üstesinden gelebiliriz, insan bundan kaçınmayı nasıl isteyebilir? Makinelerin hızıyla ve işçi sayısıyla, üretim zenginliği inanılmaz olacaktır. İhtiyacımız olan metaların sadece fazlası olabilecektir; onların yetersiz oluşuna dair kaygılanmak gereksiz olacaktır. Ve neden birisi bu metaları çalsın? Hala başkalarının kendilerine hizmet etmesini ve tıka basa yedikten sonra yan gelip yatmayı isteyen inatçılar varsa, insanlarımız anti-otoriteryenizmin ilkeleriyle onlara karşı çıkacak ve toplumdan dışlayacaktır. Bu kadar küçük insan grubu nasıl sorun çıkarabilir?
-
Evrensel ilkelerle uyuşmayan herhangi bir şeyi yaymak zor, uyuşan şeyi yaymak ise kolaydır. Anarşist komünizmin evrensel ilkeleri tüm insanların vicdanlarınca paylaşılır, öyleyse bunları yaymak nasıl zor olabilir? Kesinlikle buna gücümüz yeter! Anarşizm Avrupa’da sadece Altmış yıl önce ve partideki insanların propaganda çalışmasına başlamasının üzerinden sadece kırk yıl geçtiğini ancak bugün Avrupa’nın her ülkesinde işlerin gayet iyi gittiğini her gün kilometrelerce yol kat edildiğini dikkate alın! Anarşist gruplar dört bir yana yayılıyor, kitaplar ve gazeteler her yerde. Biz Çinlilerin böylesi büyük bir şevkle kabul ettiğimiz şey, Avrupa’da şimdiden eskimiştir. Bu sene Londra’da yapılan uluslararası Anarşizm kongresinde, uluslararası anarşist bir örgütlenmeye girişmek için planlar yapıldı. Dünya çağında bir devrime çokta kalmadı. Kapitalistleri saymazsak, Avrupa toplumunda sadece işçilerin olduğunun farkına varmak çok daha tatmin edici. Bugün, sosyalizmin ve anarşizmin yüce idealleri, işçi partilerinin zihinlerine çoktan kök salmıştır, ve son yıllarda işçi partilerinin etkinliklerinde anarşizm başlangıç aşamasında ortaya çıkışını çoktan gördük. Hükümetler ordularından işlerle ilgilenmesini bekler, ancak bütün ülkelerdeki milis kuvvetlerinde olağan zamanlarda işçi olanları görürsünüz! Bu yüzden hükümetin grevlere son verme yollarını aradıkları son birkaç yıl içinde, askeri birlikler grevleri dağıtma yönünde onlara verilen emirlere uymadılar veya silahlarını bırakıp işçi kardeşlerine katıldılar: Hükümet adına kardeşlerine ve arkadaşlarına saldırmadılar. Ve bu yüzden, büyük devrim yakında bir gün patladığında askerler de hükümete karşı ayaklanacaktır –bundan emin olabiliriz. Etçil hükümetlerin ve kapitalistlerin nesinden korkalım?! Çin’in şuan ki durumuna gelince, ilkelerimizin yayılımının gerçekten de Avrupa’daki kadar olmamasına rağmen eğer biz ve Doğu Asya’daki yoldaşlarımızı planlarımız ve güçlerimizi bir araya getirebilirsek be bütün çabamızı propagandaya harcayarak yaklaşık yirmi yılı feda edebilirsek, fikirlerimizin tüm Doğu Asya kıtasında yayılacağını iddia ediyorum. O zaman sonunda Avrupa’da ki gelişimimiz hayal bile edilemeyecek seviyede olacak. Bunun gerçekleşme zamanı bizim kesinlikle göreceğimiz bir zaman olacak; bunun gerçekleşemeyecek bir fikir olduğunu düşünmeyin
Yazık, savaş bulutları Avrupa’nın her parçasını dolduruyor, milyonlarca işçi zenginlik ve asalet adına katledilmek üzere. Hükümetin kötülükleri bu noktaya geldi ve şimdi toptan meydana çıkıyor! Husumetlerin bittiği gün hükümetlerin ve kapitalistlerin idam cezasının duyurulduğu gün olacak. Sonra anarşizm zamanı ileriye atılacak ve yükselecek. Doğu Asya halklarının rüyalarından uyanacaklarına ve ivedilikle tüm geçlerini toplayacaklarına ant içeriz, ve onların geriye doğru gitmeyeceklerine güveniyoruz (Halkın Sesi no:17 Temmuz 1914)